top of page

İhracatta Pazar Analizi: Pazar Size Geri Dönmeyecek, Neden 'Beklemek', En Tehlikeli B2B Stratejisidir?


Hesaplanmış bir atılım.

B2B doğal taş sektöründe geleneksel yöntemlerle ayakta kalmaya çalışan firmaların içinde yıllarca bulundum. Size en sinsi ve en maliyetli hatayı söyleyeyim: Bir zamanlar çok iyi satış yaptığınız bir pazar sessizleştiğinde, hiçbir şey yapmadan oturup eski haline dönmesini sihirli bir şekilde beklemek. Ya da daha kötüsü, bir ümitle koştur koştur uluslararası fuarlara katılıp, tamamen şansa dayalı bir şekilde önünüze yeni bir lead (potansiyel müşteri) çıkmasını ummak. İşte bu noktada doğru bir "ihracatta pazar analizi" yapmak, bir lüks değil, hayati bir zorunluluktur.


Bu bekleyişin veya umut dolu koşuşturmanın sonunda anlaşılan acı gerçek genellikle aynıdır: O eski pazar size geri dönmeyecektir. Çünkü siz beklerken, pazar çoktan başka bir yöne evrilmiştir. Sorun, pazarın sessizleşmesi değil. Asıl sorun, neden sessizleştiğini bilmememizdir. Ve bu belirsizlik içinde atılan her adım, boşa sıkılan bir kurşun gibidir.


Pazarlamaya bir "satış aktivitesi" olarak bakmayı bırakıp, bir "teşhis ve çözüm süreci" olarak görmeliyiz.


İhracatta Pazar Analizi ile Pazarın MR'ını Çekmek: Kör Noktaları Aydınlatmak


Stratejisi belirlenmiş adımlar.

Bir pazarlama kampanyasına başlamadan önce, o pazarın bir nevi MR'ını çekmek zorundayız. Bu analiz, sıkıcı bir rapor değil, bir teşhis aracıdır. Bize sadece bariz olanı değil, yüzeyin altında yatan ve çoğu firmanın göremediği kritik "kör noktaları" gösterir.


  • Pazarınız Ölmedi, Sadece Adres Değiştirdi: Örneğin, "Çin'e artık eskisi gibi blok satamıyoruz," şikayetini ele alalım. Analizimiz, pazarın ölmediğini, sadece dönüştüğünü gösterdi. Çin'deki büyük toptancıların yerini, yeni bir işleme merkezi olarak yükselen farklı aktörler ve Çin içindeki daha küçük, proje bazlı çalışan seçici alıcılar almıştı. Eski müşteriye aynı ürünü satmaya çalışmak, artık var olmayan bir kapıyı çalmak gibiydi.


  • En Büyük Rakibiniz Yanınızdaki Ocak Değil: Herkes en büyük rakibinin fuardaki diğer Türk firmaları olduğunu düşünür. Peki ya lüks bir projede sizin gri dolomitiniz yerine, estetik olarak benzer ama leke direncinde daha üstün olan Brezilya menşeli bir Kuvarsit tercih ediliyorsa? Hatta daha tehlikelisi, sizin "doğallık" argümanınızın karşısına, "kusursuz tutarlılık ve sıfır bakım" vaadiyle çıkan, İspanya'da üretilmiş teknolojik bir porselen levha çıkıyorsa? Rekabet, artık aynı ligde sandığınız oyuncular arasında değil.


  • Müşteriniz Taş Değil, Puan Satın Alıyor: ABD'deki bir mimara taşınızın güzelliğini satmaya çalışırken, o aslında projesine LEED (Yeşil Bina) sertifikası için "sürdürülebilirlik puanı" kazandıracak bir yapı malzemesi arıyor olabilir. Bu durumda sizin satış argümanınız, onun ihtiyacına cevap vermediği için havada kalır.


  • En Kârlı Fırsat En Büyük Pazarda Olmayabilir: Varlığından fazla haberdar olmadığınız görece küçük ama tam sizin ürününüze uygun bir pazar var olabilir. Mesela, analizimiz, büyük hacimli pazarların gölgesinde kalan, yüksek değerli Asya niş pazarlarındaki lüks konut projelerinin, sizin ocağınızdan çıkan en kaliteli, en kusursuz ve en benzersiz bloklara, standart piyasa fiyatlarının çok üzerinde bir bedel ödemeye hazır olduğunu ortaya çıkardı. Bazen en büyük fırsat, herkesin koştuğu en büyük pazarda değil, kimsenin bakmadığı en doğru pazardadır.


Teşhisten Çözüme: Analiz Rapor Değil, Yol Haritasıdır


Hedefleri ve dayanağı belli bir yaklaşım.

İşte bizim yaklaşımımızın en kritik farkı burada ortaya çıkıyor. Yaptığımız analizler, sorunları sadece teşhis etmekle kalmaz; aynı zamanda o sorunu aşacak stratejik çözüm yollarını da ortaya koyar.


Mesela, porselen levhaların "teknik üstünlüğü" bir sorun mu? Evet. O zaman çözüm, teknik özelliklerde yarışmak değil, onların sunamadığı bir alanda rakipsiz olmaktır: Otantiklik, hikaye ve esneklik. Pazarlama dilini, "dayanıklı ve güzel" olmaktan çıkarıp, "her biri parmak izi gibi benzersiz, milyonlarca yıllık bir doğa sanatını projenize katın" mesajına dönüştürmektir.


Ocağınızdan çıkan en değerli blok seleksiyonunu doğru alıcılara nasıl ulaştırıyorsunuz? Hâlâ WhatsApp üzerinden, ocağın bir köşesinde ıslatılmış bir bloğun, kötü ışıkta çekilmiş fotoğraflarını gönderip satılmasını mı umuyorsunuz? Belki de artık sormanın zamanı gelmiştir: Müşterinizin güvenini kazanmak için bu kadarı yeterli mi? Ya rakipleriniz? Analizimiz, global pazardaki lider oyuncuların özel blokları için artık 'fotoğraf' göndermenin ötesine geçtiğini gösteriyor. Onlar, müşteriye bir 'denetim paketi' sunuyor. Alıcının, bloğun etrafında sanal olarak gezebileceği, her damarını inceleyebileceği bir 3D tarama linki... Her bloğun kendine ait, yüksek çözünürlüklü stüdyo fotoğraflarını, milimetrik ölçülerini ve potansiyel risk analizini içeren bir "Dijital Blok Künyesi"... Bu, teknolojiyi kullanmak değil; bu, müşterinin zihnindeki en büyük soruyu, yani "Acaba bana ne gelecek?" endişesini tamamen ortadan kaldırmaktır. Ürünü belirsiz bir emtia olmaktan çıkarıp, her detayıyla şeffaf, güven veren ve fiyatını sonuna kadar savunan bir "teknoloji paketine" dönüştürür.


Tüm bu bulgular ve çözümler, lüks segmentteki bir alıcının aslında ne satın aldığını bize net bir şekilde gösterir: Onlar taş değil; güven, hikaye ve itibar güvencesi satın alırlar. Pazar, artık sadece "taş satarak" kazanılabilecek bir pazar değil. Bu değişim, bizim de değişmemiz gerektiğinin en net kanıtıdır.


Özetle, pazarların size geri dönmesini beklemek, pasif bir umut değil, aktif bir kayıptır. Siz Çin pazarının "düzelmesini" beklerken, birileri farklı pazarlardaki yeni alıcılara ilk konteynerini yüklüyor. Siz WhatsApp'tan o amatör fotoğrafı gönderirken, bir rakibiniz o niş projeye "Dijital Blok Künyesi" ile sunum yapıyor ve sizin talep ettiğinizin %30 üzerinde bir fiyata anlaşıyor. Siz yanınızdaki ocağı rakip görürken, asıl pazar payınızı Brezilya'dan gelen bir kuvarsit ya da İspanya'da üretilen teknolojik bir porselen sessizce çalıyor.


Ancak bu senaryoların hiçbiri, çözümü olmayan bir kader değildir. Tam aksine, her bir sorunun üstesinden gelecek bir stratejik yöntem vardır. Pazarın nereye kaydığını tespit edecek veri analizleri... En değerli seleksiyonunuzu bir 'teknoloji paketi' olarak sunacak dijital araçlar... Ve sizi rakiplerinizden farklılaştıracak, kopyalanamaz bir değer önerisi yaratacak pazar konumlandırma teknikleri... Bunların hepsi, belirsizliği ortadan kaldıran ve kontrolü size geri veren somut adımlardır.


Buradaki asıl rakip, yandaki ocak veya fuardaki diğer Türk firması değil. Asıl rakip; belirsizlik, varsayım ve şansa dayalı atılan adımlardır. Günümüzün B2B dünyasında kalıcı başarı, artık şans eseri bulunan bir kartvizitle kazanılan bir piyango değildir. Başarı; pazarın MR'ını çeken, kör noktaları aydınlatan ve her hamlesi veriye dayalı, bilinçli bir stratejiyle inşa edilen bir kaledir.


Nihayetinde seçim sizin: İhracatınızı bir piyango bileti olarak mı göreceksiniz, yoksa her hamlesi hesaplanmış bir satranç oyunu olarak mı?

 
 
 

Yorumlar


©2025 by Gökhan Erdoğan

bottom of page